Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde Tarafların Borca Katılması

A. Genel Olarak

Borca yabancı olan üçüncü bir kişinin alacaklıyla yaptığı bir akit ile önceki borçlunun yanında müteselsilen borçlu olmasına “borca katılma” denilmektedir[1]. Üçüncü kişinin borca katılması halinde; önceki borçlu, borçlu kalmaya devam eder ve onun yanına yeni bir müteselsil borçlu eklenir[2].

 

Borca katılma, niteliği itibari ile bir borç ilişkisi olup borç ilişkisinin niteliklerinden biri olan nispilik ilkesinin bir istisnasını oluşturmaktadır. Borca katılmada; üçüncü bir kişi, ilk borçlu ile alacaklı arasındaki borç ilişkisinden kaynaklanan ifa yükümlülüğünü, alacaklıya karşı ilk borçlu ile birlikte yerine getirmekle mükelleftir. Bu şekilde, borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişiden borcun ifasının talep edilebilmesi hususu, nispilik ilkesine getirilen bir istisnadır[3].

Her ne kadar TBK. m.201, sadece katılan ile alacaklı arasında yapılan bir akitten bahsetse de katılanın, asıl borçluyla yaptığı bir akit ile “alacaklı yararına” borca katılması da mümkündür[4]. Zira, alacaklı borç altına girmemekte veya haklarında bir değişiklik olmamaktadır. Tam aksine müteselsilen sorumlu olacak ek bir borçlunun katılımıyla, alacağını elde etme imkânı güçlenmektedir. O halde bu sözleşme, borca katılanın asıl borçluyla anlaşmasıyla da gerçekleşebilir.

 

Borca katılma, teminat amacıyla veya borçtan kurtarma (üstlenme) amacıyla yapılabilir. Teminat amaçlı borca katılmada, borca katılan üçüncü kişi, ilk borçlunun yanında borcu onunla birlikte müteselsilen ifa etme taahhüdünde bulunmaktadır. Borca katılmanın asıl işlevi teminat olmamakla birlikte, uygulamada en sık karşılaşılan borca katılma türü, teminat amaçlı borca katılmadır[5]. Teminat amaçlı borca katılma sözleşmenin amacı, alacaklıya teminat verilmesidir. Üstlenme amaçlı borca katılma ise istisnai bir durum olup; burada sözleşmenin amacı ilk borçlunun borçtan kurtarılarak borca katılanın borcu tamamen kendisinin ifa etmesine yöneliktir[6]. Bu itibarla borca katılan hem ilk borçluya hem de alacaklıya karşı bir sorumluluk altına girmektedir. Üstlenme amacıyla borca katılmada, iç ilişkide borca katılan tek başına sorumlu olduğundan, ilk borçluya rücu hakkı bulunmamaktadır[7].

 

B. Arsa Sahibinin Borcuna Katılma

 

Arsa sahibinin yükleniciye düşecek arsa paylarını veya bunlara isabet eden bağımsız bölümleri devir borcu, mülkiyet hakkına bağlı bir borç olduğundan üçüncü kişi söz konusu arsa payları üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmadıkça borca katılma suretiyle borçlu sıfatını kazanamaz[8]. Üçüncü kişinin mülkiyet hakkı kazanması durumunda ise borcun üstlenilmesi hükümleri uygulanmalı, mülkiyet hakkının sağladığı haklardan da yararlanacağı kabul edildiğinde, sözleşmenin devri hükümleri uygulanmalıdır[9].

 

C. Yüklenicinin Borcuna Katılma

 

Yüklenicinin borcuna katılma için arsa sahibi ile borca katılan üçüncü kişi arasında bir sözleşmenin yapılması gerekmektedir. Buradaki sorumluluk, müteselsilen sorumluluktur.

 

Üçüncü kişi borca katılmayı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kurulurken bu sözleşmeyi imzalayarak ya da daha sonradan bu sözleşmeye dayanarak borcu üzerine almak suretiyle gerçekleştirebilir[10]. Borca katılacak üçüncü kişiye de arsa payı devri yapılacaksa borca katılmanın resmi şekilde yapılması gerekmektedir.

 

D. Borca Katılmanın Hüküm ve Sonuçları

 

Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı TBK m. 201/f. 2 hükmüne göre mütelselsilen sorumlu olmaktadır[11]. Bu durumda borçlu mevcut borcundan kurtulmayıp, mevcut bir borca, borçlunun dışında bir kişi daha katılarak borcun ifa edilmesinden sorumlu olmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibinin borcuna katılan ile arsa sahibi, yüklenicinin borcuna katılan ile yüklenici mütelselsilen sorumlu olur[12].

 

Borca katılmanın meydana getirdiği müteselsil borçlulukta, alacaklının her bir borçludan edimin tamamını isteyebilmesi mümkündür (TBK m. 163). Bu husus, alacaklı için bir hak olmakla birlikte yükümlülük niteliğinde olduğundan bahsedilemez. Alacaklının her bir borçludan edimin tamamını isteyebilmesi sınırsız bir hak değildir. Bu konuda ödemenin tekliği ilkesi gereğince, aynı borcun bir defa ifa edilmesi gerekmekte, birden fazla ifa durumu yaratılmamalıdır[13]. Bu özelliklerden dolayı, doktrinde borca katılma sözleşmesinin gerçek müteselsil borçluluk yaratan bir sözleşme olduğu ifade edilmektedir.

 

Müteselsil borç ilişkisi doğuran borca katılma, katılan ile ilk borçlunun aynı derecede sorumluluğunu gerektirdiğinden, alacaklı borcun ifası için doğrudan doğruya borca katılana başvurma hakkına sahiptir[14]. Borca katılan, bu durumda, ilk borçlunun varlığına ve öncelikle ilk borçluya başvurulması gerektiğine dayanarak ifadan kaçınamaz. Alacaklının borcun tamamının ifasını talep etmesi üzerine, borca katılan borcun sadece bir kısmından sorumlu olduğunu da ileri süremez. Belirtmek gerekir ki sözleşme özgürlüğü ilkesi gereğince, tarafların borca katılma sözleşmesiyle bu hususların aksini kararlaştırmaları mümkündür[15].

[1] Eren, Borçlar Genel, N. 3935; Oğuzman/Öz, C. 2, N. 1875; Kahraman, Üstlenme, s. 113; Camcı, s. 89; Yıldız Portakal, s. 5; Yılmaz, s. 47.
[2] Eren, Borçlar Genel, N. 3935; Kahraman, Üstlenme, s. 114; Çabri, Katılma, s. 3914.
[3] Yıldız Portakal, s. 8.
[4] Eren, Borçlar Genel, N. 3935; Kahraman, Üstlenme, s. 116.
[5] Zengin, s. 57.
[6] Yıldız Portakal, s. 24.
[7] Yıldız Portakal, s. 24.
[8] Ayar Birkin, s. 201.
[9] Ayar Birkin, s. 201.
[10] Eren, Borçlar Genel, N. 3935; Ayar Birkin, s. 201.
[11] Oğuzman/Öz, C. 2, N. 1882.
[12] Eren, Borçlar Genel, N. 3937; Ayar Birkin, s. 202.
[13] Yıldız Portakal, s. 142.
[14] Yıldız Portakal, s. 142.
[15] Yıldız Portakal, s. 143.

[post_title] ile ilgili şimdi bizimle iletişime geçin!

Bize Yazın
CAPTCHA Resmi

Bu spam önlememize yardımcı olur, teşekkürler.

İçeriği Paylaş:

Bizimle İletişime Geçiniz

Hukuki sorunlarınızı çözmek ve hukuki süreçlerinizi en etkin şekilde yönetmek için bizimle iletişime geçebilir, profesyonel destek alabilirsiniz.