Bildirim yükümlülüğünün ihlali, riskin yer değişmesine sebebiyet vermektedir. Normalde arsa sahibinin üstlenmesi gereken riskler, yükleniciye geçmektedir[1]. Bu TBK m. 472/.f. 3’te belirtilmiş olduğu şekilde, bir bildirim yükümlülüğü ihlalinde doğacak olumsuz sonuçların yüklenici tarafından üstlenilecek olması anlamına gelmektedir[2]. Olumsuz sonuca örnek olarak yüklenicinin ayıptan dolayı sorumlu olması verilebilir[3].
Yüklenicinin, bildirim yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda hesaba katması gereken olumsuz sonuçlar, yalnızca TBK m. 472/f. 3’te değil, özellikle Kanunun diğer hükümlerinde de yer almaktadır[4]. TBK m. 475, 476, 483/f. 1 hükümlerinde yer alan olumsuz sonuçlar örnek olarak verilebilir.
Bildirim yükümlülüğünün ihlali, riskin yer değiştirmesi yanında yüklenicinin zarar tazmin yükümlülüğünün doğmasına da neden olmaktadır[5].
Yüklenici, zarara ilişkin sorumluluktan olduğu gibi TBK m. 472/f. 3’te yer alan olumsuz sonuçlardan hayatın olağan akışında bildirim yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmiş olsaydı bile sonucun değişmeyeceğini ispatlayarak kurtulabilir[6]. Bunun için yüklenicinin kendisi tarafından bilgilendirilmeksizin arsa sahibinin durumu bildiğini ispat etmesi yeterlidir[7]. Eğer ispat sağlanmışsa, gerçekte bir bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı kabul edilmelidir[8].
Yüklenicinin arsa sahibince sağlanan malzemenin veya gösterdiği yerin ayıplı olmasından ya da arsa sahibinin sorumlu olduğu bir olgudan kaynaklanan bir ayıptan dolayı sorumlu tutulabilmesi için TBK m. 472/f. 3 hükmünü ihlal etmesi, diğer bir deyişle tespit edilen ayıbı hemen bildirmekten kaçınması gerekmektedir[9]. Yüklenici, malzemenin veya gösterilen yerin ayıplı olduğunu bilmesine rağmen arsa sahibine hemen bildirimde bulunmazsa, sorumluluktan kurtulması mümkün değildir.
Ayıbın gizli olmadığı durumda, yüklenici inceleme yapmakla yükümlü ise ve kendisinden inceleme yapması beklenen bir durumdaysa ayıbı ilk elden özenli yapacağı incelemede farkına varmalıdır[10].
[1] Koller, Art. 365 N. 83; Hurlimann/Siegenthaler, Art. 365 N. 7; Seçer, Bildirim, s. 742.
[2] Koller, Art. 365 N. 83; Seçer, Bildirim, s. 742; Gautschi, Art. 365 N. 28a; BSK OR I-Zindel/Pulver/Schott, Art. 365 N. 34.
[3] Koller, Art. 365 N. 83; Seçer, Bildirim, s. 742.
[4] Koller, Art. 365 N. 85; Seçer, Bildirim, s. 743.
[5] Hurlimann/Siegenthaler, Art. 365 N. 7; Seçer, Bildirim, s. 743.
[6] Gauch, Werkvertrag, N. 832; Koller, Art. 365 N. 87; Gauch, Entreprise, N. 832; Seçer, Bildirim, s. 743.
[7] Gauch, Entreprise, N. 832; Tandoğan, s. 112.
[8] Gauch, Werkvertrag, N. 832; Hurlimann/Siegenthaler, Art. 365 N. 74; aynı yönde bir İsviçre Federal Mahkeme kararı için bkz: 4C. 99/2004 vom 28.6.2004.
[9] Henninger, s. 72; Bühler, Art. 365 N. 71; Seçer, Bildirim, s. 743.
[10] Henninger, s. 73; Seçer, Bildirim, s. 743.