Yüklenicinin inşaatı meydana getirme borcunu ifa edebilmesi, arsa sahibinin gerekli bütün proje, şartname ve uygulama talimatlarını zamanında yükleniciye teslim etmesine bağlıdır[1].
Arsa sahibi tarafından yükleniciye teslim edilecek proje ve uygulama talimatlarının, herhangi bir ayıba neden olmayacak şekilde gerekli teknik ve fen kurallarına uygun olarak hazırlanmış olmaları gerekir. Yüklenici bu proje ve uygulama talimatlarına göre inşaatı meydana getirebilecek durumda olmalıdır. Bu bağlamda yükleniciye teslim edilecek uygulama planlarının yanlış, eksik, çelişkili ve anlaşılmaz olması, bu yükümlülüğün gereği gibi ifa edilmediği anlamına gelir[2].
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin tabiatından doğan gereklilik nedeniyle genellikle arsa sahibi, sözleşme ilişkisinin devamında mimar veya mühendis gibi uzman kimselerden sözleşme kapsamında yardımcı kişi sıfatıyla yararlanmaktadır. Bu uzman kişiler genelde birlikte hareket etme yükümlülüğü kapsamında aktif olurlar. Arsa sahibinin işbirliği yükümlülüğünün ihlalinden dolayı sorumluluğu, bu yükümlülüğü bizzat kendisi veya sorumlu olduğu yardımcı kişiler marifetiyle yerine getirmesi bakımından herhangi bir fark yoktur. Arsa sahibi, TBK m. 116 gereği sözleşmeden doğan bir hakkı kullanırken veya işbirliği yükümlülüğünü yerine getirirken yükleniciye karşı yardımcı kişilerin eylemlerinden sanki kendi eylemleriymiş gibi sorumlu olmaktadır[3]. Bizzat arsa sahibi tarafından iş birliği yükümlülüğü yerine getirmiş olsaydı yardımcı kişinin eylemi sözleşmeye aykırılık oluşturacak idiyse, bu halde sanki arsa sahibi yükümlülüğü ihlal etmiş gibi değerlendirilir.
Arsa sahibinin yedinde bulunan inşaata ilişkin proje, şartnamelerin ve uygulama talimatlarının yükleniciye teslim edilmesi, kural olarak verme borcu niteliğindedir. Ancak proje, şartname ve uygulama talimatları arsa sahibinin yedinde değilse veya henüz hazır değilse ve bunların hazırlanması arsa sahibinin muhtelif yapma ve/veya irade beyanında bulunma eylem ve işlemlerine bağlı olduğu durumlarda yapma borcunun varlığı kabul edilmelidir. Gerekli proje ve uygulama talimatları, inşaatın meydana getirilmesi borcu yönünden edim içeriğini somutlaştırmakta ve yapının nasıl olması gerektiğini belirlemektedir. Yüklenicinin bu belgeler olmaksızın yapıyı meydana getirebilmesi teknik olarak mümkün olmadığı gibi hukuken de olanaklı değildir. Arsa sahibi bu yükümlülüğünü ihlal ettiği takdirde yalnızca yapının meydana getirilmesini olanaksızlaştırmamakta, aynı zamanda bir bütün olarak sözleşmenin ifa edilebilmesini olanaksız kılmaktadır. Bu nedenle, arsa sahibinin bu bağlamdaki yükümlülüğü, yüklenicinin asli edim yükümünü ifa edebilmesinin önkoşuludur. Bu nedenle, arsa sahibi inşaatın meydana getirilebilmesi için gerekli bütün proje, şartname, teknik çizim ve uygulama talimatlarını zamanında yükleniciye teslim etmekle yükümlüdür[4].
Arsa sahibi bu yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde, yükleniciden işe başlamasını talep edemeyeceği gibi kendisi de temerrüde düşmektedir. Arsa sahibinin borcunu geç ifa etmesi durumunda, yüklenicinin ayrıca süre uzatım hakkı da doğmaktadır[5]. Ancak uygulamada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine hüküm konularak bu borç yükleniciye yüklenmekte ve yüklenicinin çizdireceği plan ve projeler arsa sahibi tarafından onaylanarak, inşaat başlamakta ve yürütülmektedir. Yüklenicinin plan ve projeleri çizdirebilmesi ve konuya ilişkin işlemleri kendi başına yürütebilmesi içinse, yine arsa sahibinin yükleniciye vekâletname vermesi gereklidir[6].
Kural olarak arsa sahibi veya arsa sahibinin vereceği vekâletname ile yüklenici tarafından imara uygun olarak çizdirilen plan veya projeler, yetkili belediyeye teslim edildikten sonra belediye söz konusu belgeleri incelemektedir. Gerekli incelemenin ardından belediye, eksik veya hata saptar ise, bunların düzeltilmesini taraflardan istemektedir. Belediye herhangi bir hata saptamaz ise taraflara inşaata ilişkin yapı ruhsatı vermek durumundadır. Yapı ruhsatını bu şekilde sağlayan yüklenici plan ve projelere uygun bir inşaat yaparak edimini ifa etmelidir. Arsa sahibi, belediyece tasdik edilen plan ve projelere aykırı hareket etmesi hususunda yükleniciyi zorlayamayacağı gibi, yüklenici de imar mevzuatına uygun olan bu plan ve projelere aykırı hareket edemez.
TBK m. 26 hükmüne göre taraflar, sözleşme içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirleyebilmektedirler. Arsa sahibi ve yüklenici akdettikleri sözleşmede arsa sahibinin sözleşme konusu inşaatla ilgili proje, şartname ve uygulama talimatlarını vermesine ilişkin yükümlülüğünü sözleşmede müstakil nitelikte ve yüklenici tarafından ifası talep ve dava edilebilir şekilde düzenlemişlerse, bu takdirde teknik anlamda bir borç söz konusudur[7]. Bu nevi bir sözleşme hükmü, ilke olarak yan edim yükümü niteliğinde olacaktır. Yan edim yükümleri, bağımsız bir ifa davasına konu olabileceği gibi ihlal edilmeleri halinde kötü ifa kurallarına göre tazminat sorumluluğu da gündeme gelebilir.
Arsa sahibi ve yüklenici yaptıkları sözleşmede, arsa sahibinin sözleşme konusu inşaatla ilgili proje, şartname ve uygulama talimatlarını vermesine ilişkin iş birliğinde bulunma yükümlülüğünü sözleşmede açıkça öngörmemişlerse, bu takdirde sorun tarafların farazi iradeleri doğrultusunda somut olayın bütün unsurları dikkate alınarak dürüstlük kuralına göre yapılacak tamamlayıcı yorumla çözülecektir. Arsa sahibi, yüklenici tarafından borcun ifa edilebilmesi için gerekli olan bütün işlem ve eylemleri, dürüstlük kuralından doğan iş birliğinde bulunma yükümlülüğünün gereği olarak yapmak durumundadır. Dayanağını dürüstlük kuralında bulan inşaatla ilgili proje, şartname ve uygulama talimatlarının verilmesine ilişkin iş birliğinde bulunma yükümlülüğü somut olayda yan edim yükümü niteliğinde olabileceği gibi diğer davranış yükümü (özellikle ifaya yardımcı yan yükümlerden işbirliği yapma yükümü) niteliğinde ya da koruma yükümü niteliğinde de olabilir[8].
[1] Ardıç, s. 86; Arpacı, s. 138.
[2] Ardıç, s. 84.
[3] Ardıç, s. 85.
[4] Ardıç, s. 87.
[5] Arpacı, s. 138.
[6] Arpacı, s. 138.
[7] Ardıç, s. 88.
[8] Ardıç, s. 88.